yeme icme bostonBesin maddelerinin ve biyolojik faktörlerin ruh hali, duygular ve yeme içme davranışları üzerine etkileri

Modern tıbbın babası Hipokrat, “Besinlerin ilacın olsun, ilacların da besinlerin” demiş. Insanlarla ve hayvanlarla yapılan çalışmalar tıpkı tecrübe ettiğimiz gibi besinlerin beynimizin yapısını, kimyasını ve fizyolojisini etkileyerek beynimizin performansını ve ruh halimizi değiştirdiğini gösteriyor. Ruh halimiz de besin tercihlerimizi etkiliyor ve bu besinlerin bizi etkileyebileceği, değiştirebileceği yönünde beklentilere yol açıyor ya da destekliyor. O halde yerken sadece besin mi yiyoruz yoksa aynı zamanda besin kılığında sevgi, ilgi, çözüm mü yoksa itiraz yoksa öfke mi?

Vücudumuzun mükemmel bir iletişim ağına sahip. Metabolizmamızın mükemmel bir dengesi var. Her an olan bitenden bizi haberdar ediyor, kendisini korumak ve kollamak üzere ne zaman başlayıp, ne zaman duracağımızı, sınırlarımızı bize hatırlatıyor. Hislerini, acılarını bizimle paylaşıyor. Eğer uyarılara rağmen devam ediyorsak, nerede ne zaman nasıl davranacağımızı bilmiyorsak, muhtemelen yediklerimizi bir tarafımızla besin olarak görürken, diğer tarafımız daha güçlü şekilde başka işlere yarayan nesneler olarak kabul ediyor. İçimize aldığımız bu nesnelerin güçlü sembolik değerleri olabilir. Besin değerleriyle birlikte, sembolik değerleriyle de bizi etkileyebilirler.

Nesnelerin ne ifade ettiğine ve onlarla ilişki kurma biçimize yönelik kazanacağımız yeni farkındalık, bizi değiştirir. Sevgiye, muhabbete doyum olmaz elbet. Lakin yediklerimizle bir yerde doymak, doymayı bilmek fena olmasa gerek. Aksi halde ruh ve beden sağlımız kaçınılmaz olarak bozuluyor. Besinlerin sembolik değerleri ne işe yarıyorsa ve onlarla her ne yapıyorsak, aynı şonuçları daha sağlıklı yollarla yapabiliriz; yeni bir öğrenme mümkün.

Bazı besin maddelerinin ve biyolojik faktörlerin ruh hali, duygular ve yeme içme davranışları üzerine etkileri:

Slide1

Share This

Share this post with your friends!